27 Aralık 2007

DİKKATİMİ ÇEKENLER

Nice yıllara Nâzım Hikmet!

Yapraklara dallara
Yeşillere allara
Nice nice yıllara Nazım
Nice nice yıllara
Zülfü_Livaneli -16 Ocak

-------------------------------------------------------------------------------

"31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 41'inci maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendinde belirtilen ilan ve reklam giderleri, gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak gösterilemez."

"Md41/7) (3571 sayılı Kanunun 25'inci maddesiyle eklenen bent) Her türlü alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklam giderlerinin % 50'si (Bakanlar Kurulu, bu oranı %100'e kadar arttırmaya, sıfıra kadar indirmeye yetkilidir.) gider olarak indirilemez."
Yavuz Semerci -15.Ocak
-----------------------------------------------------------------------------------------


Dünya Bankası’nın geçtiğimiz hafta yayınlanan Global Economic Prospects adlı yeni raporuna göre dünyanın 2008 yılında bir miktar yavaşlayacağı kesin, ancak bunun büyükçe bir resesyon olması, daha küçük bir olasılık.

Dünya geneli 2007 yılındaki yüzde 3.6 düzeyindeki büyümeden, 2008 yılında yüzde 3.3 düzeyine inecek. 2009 yılında ise yeniden düzelerek, yüzde 3.6 reel büyüme yaşayacak, toparlanacak.

http://www.sitemedya.com/ydenizgokce.asp



Kafası bozulan vatandaş, eline aldığı telin ucuna kancayı takıp elektrik hattına atıyor..

Böylece şikâyetçi olduğu yerli dizileri elektrik parası vermeden seyredebiliyor..

(Diyarbakır da kaçak elektrik kullanımı yüzde 80.. Hükümet adamları söylüyor..)

Geçen gün bir “Arslan Belgeseli” izledim.. Çok affedersiniz, bu mahluklar günde yüz elli kez çiftleşiyorlar..

Kıçı açık olmayan tek bir maymun görüntüsü yok..

Börtü böcek takımı bile “doğa pornosuna” malzeme olmuş.. Bir sivrisinek tanıdım bu belgesellerde, alınmasın ama sanki Tecavüzcü Coşkun’un kanatlısı..
Selahattin_DUMAN -15.Ocak
-----------------------------------------------------------------------------------

UZUN_YAŞAMA_SIRLARI
-----------------------------------------------------------------------------------

Mustafa Denizli “Allah’ıma şükürler olsun” dediğinde tarihe bir not düşmüştü. Bugün Allah’ın adını propaganda amacıyla kullanan futbol karakterlerinde ise herhangi bir başarı yok, sadece retorikle işi götürme amacı var.
http://www.sitemedya.com/xaksam.asp
----------------------------------------------------------------------------------

BİR TÜRK GENCİNİN ATA'YA HİTABESİ

Sevgili Atam;
Sana bu hitabeyi 33 yaşına girmiş,
Gelecek güzel günlerden çoktan umut kesmiş,
Temel eğitimini tamamlamış,
Ve ancak şimdilerde seni tanıyabilmeye başlayan,
Türk istikbalinin evlatlarından biri olarak yazıyorum.
Fatih_Altaylı – 10.Ocak
-------------------------------------------------------------------------------

Dışborçların yapısı

TÜRKİYE’nin dış borçları 2007 yılının eylül ayı itibariyle 237 milyar dolar oldu. Ekonomik büyümenin hızlanmaya başladığı 2002 yılının eylül ayına göre, dış borçlar dolar bazında yaklaşık iki kat arttı. Euro bazındaki artış ise yüzde 32 oldu.

Milli gelirimize göre bakacak olursak, dış borçlarımız 2002 yılının eylülünde o tarih itibariyle son on iki ayın milli gelirinin yüzde 76’sı iken, 2007 yılının eylül ayında aynı bazda yüzde 52’si olmuş

Son beş yılda devletin dış borçları 62.7 milyar dolardan 74.1 milyar dolara geldi. Artışın çok önemli bir bölümü kur farklarından kaynaklanmaktadır. Dış borçları Euro cinsinden ölçseydik, kamunun dış borçlarının son beş yılda 11 milyar Euro kadar azaldığını görebilecektik.
Ercan_KUMCU – 11.Ocak
---------------------------------------------------------------------------------

Konak Meydanı'na yarım saatlik mesafede, Tahtalı Baraj Havzası içinde, bütünüyle, doğal sit alanı ilan edilmiş bölgedeki Kavacık Köyü'ne 2-3 km mesafede yeralan bir ormanın görüntülerini ileterek cevaplandırmanızı istirham ediyorum. Bir yıldan fazla zamandır buralarda çam ağaçları kesiliyor tomruk haline getiriliyor, tepeler boydan boya çıplak hale geliyor ve Orman İdaresi yine çam ağaçlarını kesiyor, tomruk yapıyor. Arazi baştanbaşa ağaç gövdeleriyle dolu, kimseler koskoca ormanın yokoluşuna bir şey demiyor.
Referans -9.Ocak
---------------------------------------------------------------------------------

"kadınlar tuvaleti"ne girdim. İçeride üç türbanlı genç kız vardı. Yanlarından geçip, kabine girdim. Çıktığımda birini ayağını lavaboya uzatmış, abdest alırken gördüm. Yerler sırılsıklamdı, lavabo kenarı da aynen öyle. Şok içinde yanındaki lavaboya elimi yıkamak üzere uzandığımda, ayağından sıçrayan suların elime geldiğine de şahit oldum
Ayşe_ARMAB -9.Ocak
----------------------------------------------------------------------------------

Son 60 yılda bu ülkede kimlerin başbakanlık yaptığının listesini çıkardım.
Bu ülkede en fazla imam hatip okulu hangi dönemde açıldı?

Sakın 12 Eylül askeri dönemi olmasın?
“Yüzde 46.5’un hangi öfkeyi temsil ettiğini mi merak ediyorsunuz.

Merak etmeyin o "kutsal isyanı" da göreceksiniz.

Ne zaman mı?

O yüzde 46.5, öfke seli haline gelip, kolu Rolex’li, cipli, Guccili "türbanlı elit klanını" indirdiği zaman.”
Ertuğrul_ÖZKÖK -9.Ocak
-----------------------------------------------------------------------------------

"Beyinsel çalışmalar" ise, netleşmemiş çapaklı bir kavram.
Hayatında hiçbir şey yazmamış olan Sokrates ile Diojen; tahtanın neden yüzdüğünü, taşın neden battığını merak eden Arşimed; iç açıları aynı olan "büyük" ve "küçük" üçgenler arasındaki benzerliğin tılsımına aklını taktırmış olan Tales, çalışkan mıydılar?

İnsanlar dünyaya çalışmak, yahut savaşlarda ölmek için mi geliyorlar?
Bir yamukluk yok mu böyle bir koşullanmada?
Çetin_ALTAN -9.Ocak
----------------------------------------------------------------------------------

Aşırı parfüm sıkma hali neyin alameti?


Orta yerde bilimsel bir sonuç var.. Araştırmaya göre “mutsuz kadın” aklına estikçe kendine bolca parfüm sıkıyor.. Bundan maksat ozon tabakasındaki deliği büyütmek değilse ne? İşte erkeğin bulması gereken cevap bu..
Selahattin_DUMAN 9.Ocak
-----------------------------------------------------------------------------------

İstanbul’da birbiri ardına alışveriş merkezi açıladursun, müze sayısı 34’tür. İstanbul’dan dört kat küçük Paris’te ise 57 müze olup, sonuncusu bir yıl önce açılan etnik sanatlara değgin “İlk Sanatlar Müzesi”dir. Bu müzelerde ve saraylarda halen devam etmekte olan evrensel çapta önemli süreli sergilerin sayısı ise 32.

Fransa genelinde 929 müzenin 2006 yılındaki yerli yabancı ziyaretçi sayısı, kültür bakanlığı istatistiklerine göre 67 milyon 59 bin 829’dur, desem, acaba kültür hizmetinin önemi anlaşılır mı?
Mine_kırıkkanat – 9.Ocak

------------------------------------------------------------------------------------

-“Araştırmada bütün sonuçlar AK Parti adına son derece pozitif. Bugün seçim olsa oyu %51.9... CHP %10 çıkmış, MHP %10.5...

İnsanlığı tehdit eden ve ülkemizin gündeminin birinci sırasına oturmaya aday ‘küresel ısınma ve iklim değişikliği’, bu araştırmaya göre milletin umurunda değil... Canlılığın %80’lere varan oranlarda yok olma olasılığından söz ediliyor... Hem de bunun 10-15 yıl içinde gündeme geleceği iddia ediliyor... Yani yakın bir gelecekte yukarıdaki maddelerin hepsi anlamını yitirebilir. Ancak bizim milletin umurunda değil. Sadece gelecek 5 yıldaki öncelik tahminleri sorulduğunda saymış bizimkiler ‘küresel ısınma ve iklim değişikliği’ni, o da ‘susuzluk’ olarak...

Bence esas vahim olan bu..”
Ali_SAYDAM -7.Ocak
---------------------------------------------------------------------------------

Basil Zaharoff
Basil Zaharoff, Muğla’da dünyaya geldi.
İngiltere’nin "Sir" unvanı verdiği; Fransa’nın Legion d’Honneur nişanı taktığı; Oxford ve Sorbonne üniversitelerinde edebiyat kürsüleri açtıran; Balzac Edebiyat Ödülü’nü kuran "ölüm taciri" Basil Zaharoff, ticaret hayatına İstanbul’da genelevde başladı.
Soner_YALÇIN -6.Ocak

----------------------------------------------------------------------------------

Gayrimenkul_Vergileri
------------------------------------------------------------------------------------

Muhafazakâr bir eşcinsel
Geçen akşam, Türkiye'nin, laf dengine gelirse yırtılmakta sakınca görmeyen iki ünlüsü, NTV'nin Haydi Gel Bizimle Ol! programındaydılar.
Müjde Ar ile Cemil İpekçi, öğrendik ki kırk yıllık dost imişler. Cemil'in, lafına tabanca sıktırmayacağını bildiğinden olacak, Müjde de onun aklını durduracak, kıçını tavana vurduracak laflar etmeyi hiç denemedi.
Hakkı_DEVRİM -5.Ocak

------------------------------------------------------------------------------------
Tarihteki en sıcak 11 yıl, son 13 yıl içinde yaşandı.
http://www.haberturk.com/haber.asp?id=50123&cat=200&dt=2008/01/05
------------------------------------------------------------------------------------

Diyarbakırlı bir çocuk

memleket isterim gök mavi, dal yeşil..
tarla sarı olsun
kuşların, çiçeklerin diyarı olsun
memleket isterim
ne başta dert...
ne gönülde hasret olsun

kardeş kavgasına nihayet olsun
Yılmaz_ÖZDİL -5.Ocak
--------------------------------------------------------------------------------------

Bush’un işbaşına geldiği 2001 yılında, Amerikan bütçesi milli gelirin % 2.4’ü kadar fazla verir haldeydi. Bugün ise milli gelirin 3.6’sı kadar açık vermektedir. Cari açık 850 milyar dolardır.
Irak’taki harp şu ana kadar Amerika’ya resmen 500 milyar dolara mal olmuştur. Petrol fiyatları ise 20-25 dolardan 90 dolara çıkmıştır.
Ege_CANSEN -5.Ocak
-------------------------------------------------------------------------------------

80_Yıl_Önce

----------------------------------------------------------------------------------
Cari işlemler dengesi (milyon dolar) 2000 -9.823
2001 3.393
2002 -1.519
2003 -8.036
2004 -15.599
2005 -22.604
2006 -32.864
2007-10 -29.065
Erdal_SAĞLAM -3.Ocak
-----------------------------------------------------------------------------------

Kürt devletinden vazgeçildi.ABD “Orta Doğu’daki tercihim Türkiye” politikasına doğru kayıyor.
Yiğit_BULUT -3.Ocak
----------------------------------------------- ------------------------------------

Bugüne kadar kaç Kürt isyanı oldu?
M.Ali_BİRAND
-----------------------------------------------------------------------------------

Eyyyyy ordu! İslamcıların gelmesinden sen sorumlusun.
Yalçın_küçük -3.oCAK

----------------------------------------------------------------------------------
"Karısı AKP’den milletvekili olan Salih Memecan cumhuriyetçilere saldırırken Atatürk’ü hedef aldı


Salih Memecan, Sabah gazetesinde yayınlanan karikatüründe, Cumhuriyet mitingine katılan kadınlarla alay etti. Sözde karikatürist, kadınların ellerine üzerinde “çirkin” çizdiği Atatürk’lü Türk bayrağı da tutuşturdu..."
Yeniçağ 3-Ocak
---------------------------------------------------------------------------------
Yattığın yer nur olsun Atatürk
Dünyada yalnızca 14 milyon Yahudi var. Tek bir Yahudiye 100 tane Müslüman düşmektedir. Buna rağmen Yahudiler tüm Müslümanların toplamından yüz kez daha güçlüdürler.NEDEN?
FATİH_ALTAYLI - 3.Ocak
---------------------------------------------------------------------------------
“2002'de iç ve dış borç, kamu ve özel toplamı 218 milyar dolar. Bugün 436 milyar dolar. Tam iki katı.

Son beş yılda, Türkiye büyüyor, nutuklarının arkasındaki gerçek bu. Türkiye büyüyor, ama biz büyümüyoruz. Bizim refahımız geriliyor. Bu borç bizim sırtımızda. Birileri, bizim sırtımızdan büyüyor.

SİYASAL FELAKET

Refahı sürdürebilmek için, cepten yiyoruz. Kredi kartından.

Kredi kartı pratik ve modern. Madem büyüyoruz, o zaman gördüğümüzü alalım.

2002'de hepimizin kredi kartı borcu toplam dört milyar dolar. Büyüyoruz, gördüğümüzü alıyoruz, kredi kartı borcu bugün toplam 74 milyar dolar.

Hani nerede bizim refahımız? Tam bir aldatmaca ve göz boyama.

Devletin, özel sektörün ve tek tek insanların bu ölçüde borç altına girmesi, siyasal felaketlerle sonuçlanıyor. Tarih öyle, öyle bir coğrafyada yaşıyoruz.

Aldatmanın bir diğer yönü, dış ticaret. Övünüyoruz, ihracat 112 milyar doları aştı, diye. İyi ve başarılı. Ama, ithalat da 177 milyar doları aşıyor. 65 milyar dolarlık açık. Bu açığın milli gelire oranı yüzde 12.5. Bu bir rekor.”
-yalçın doğan 19.12.2007-
2002'de iç ve dış borç, kamu ve özel toplamı 218 milyar dolar. Bugün 436 milyar dolar. Tam iki katı.

Son beş yılda, Türkiye büyüyor, nutuklarının arkasındaki gerçek bu. Türkiye büyüyor, ama biz büyümüyoruz. Bizim refahımız geriliyor. Bu borç bizim sırtımızda. Birileri, bizim sırtımızdan büyüyor.

SİYASAL FELAKET

Refahı sürdürebilmek için, cepten yiyoruz. Kredi kartından.

Kredi kartı pratik ve modern. Madem büyüyoruz, o zaman gördüğümüzü alalım.

2002'de hepimizin kredi kartı borcu toplam dört milyar dolar. Büyüyoruz, gördüğümüzü alıyoruz, kredi kartı borcu bugün toplam 74 milyar dolar.

Hani nerede bizim refahımız? Tam bir aldatmaca ve göz boyama.

Devletin, özel sektörün ve tek tek insanların bu ölçüde borç altına girmesi, siyasal felaketlerle sonuçlanıyor. Tarih öyle, öyle bir coğrafyada yaşıyoruz.

Aldatmanın bir diğer yönü, dış ticaret. Övünüyoruz, ihracat 112 milyar doları aştı, diye. İyi ve başarılı. Ama, ithalat da 177 milyar doları aşıyor. 65 milyar dolarlık açık. Bu açığın milli gelire oranı yüzde 12.5. Bu bir rekor.

-Yalçın_DOĞAN- 19.Aralık

--------------------------------------------------------------------------------------------

“NEW YORK’ta kuş pisliğine basarak düşen kapıcı 6 milyon dolar tazminat kazanmış. Bizlerse alışık olmadığımızdan olsa gerek, Isparta’da düşen uçaktaki yolcuların hakkını aramak için gelen ABD’li avukatlara Devlet Bakanı düzeyinde tepki gösterdik.”
Yalçın_BAYER -27.Aralık

--------------------------------------------------------------------------------------------

“Dünya Tarım Örgütü'nün 2005 yılı verilerine göre, dünyadaki 62.3 milyon kovan varlığında Türkiye 4.6 milyon kovan varlığıyla Hindistan ve Çin'den sonra 3'üncü sırada.
Dünyadaki 1.389 bin tonluk bal üretiminde ise Türkiye Çin'den sonra yıllık 82 bin tonluk bal üretimiyle 2'nci sırada. Türkiye'de 140 bin aile arıcılıkla uğraşıyor.

Çok üretiyor, az yiyoruz
Türkiye'de kişi başı bal tüketimi 300-500 gr dolayında. Almanlar ise kişi başına yılda 2.2 kg bal tüketiyor.”
Güngör_URAS -27 Aralık-

--------------------------------------------------------------------------------------------

“..enseyi karartmak istemeyenler; biraz eğlenmek için Yunanistan'daki 2700 yıl önce yapılmış olan Delfi Tapınağı'nın, tarihsel grafiğine şöyle bir göz atsınlar.
* * *
Çok tanrılı dönemlerde gökler tanrısı Zeus'un oğlu olan ve hem çobanların, hem de güzelliklerle sanatçıların tanrısı sayılan Apollon'un, tapınağı olarak yapılmıştı Delfi Tapınağı.
* * *
Delfi Tapınağı'nın içinde bir de ortası delik bir "göbek taşı" vardı.
"Göbek taşı"nın ortasındaki delik, Dünya'nın merkezi sayılıyordu.
* * *
* * *
140 yıl önce arkeologlar, Delfi Tapınağı'nın kalıntılarını gün yüzüne çıkarmaya başladıklarında; bir de neyi saptadılar biliyor musunuz?
Tapınağın külliyesi içinde muhteşem bir tiyatro bulunduğunu.
* * *
Sadece bendenizin ömrü içinde 3 kez bayrağı değişmişti Almanya'nın.
Almanya'yı, geçtiği bütün akıl almaz belalara rağmen Almanya yapan gizli zemberek neydi?
1901'den bu yana çeşitli dallarda aldığı Nobel ödüllerinin 49'u bulmuş olması mıydı?”
Çetin_ALTAN -28.Aralık
---------------------------------------------------------------------------------------------
Fikri Sağlar (Kültür Eski Bakanı);
*Fazıl Say doğru şeyler söylüyor. Sanatçı ruhu ülkedeki değişimin farkına vardığı için böyle bir açıklama yapmıştır.
*Hükümetin kültür politikası olduğunu düşünmüyorum.
*Her sanatçı bir siyasetçidir. Sanatçıyı siyasetten koparmak yanlıştır.
*Türkiye çok ciddi bir şekilde geriye gidiyor.
*Sayın Osman Yağmurdereli sanatçı kimsenin elini öpmez dedi, Ama hiçbir sanatçı da beline ceketini bağlayıp (Adnan Şenses) bir başbakanın önünde göbek atmaz.
*CHP'li olmaktan gurur duyuyorum. CHP ilk zamanların CHP'si değil, gördüğüm kadarıyla artık Deniz Baykal'ın CHP'si.
*Umudun bir ampul gibi değil, projektör gibi olmasından yanayım.
Abbas_GÜÇLÜ 28.Aralık
--------------------------------------------------------------------------------------------

Yüzyıllar önce Lady Godiva, halkı ezen ağır vergileri kaldırması için sürekli kocası Lord Leofric’e yakınır. Halk da bunu bilmekte ve Lady Godiva’yı çok sevmektedir. Karısının şikâyetlerinden bunalan Lord bir gün karısına “Çırılçıplak atına atla ve şehri gez, eğer ki o çok değer verdiğin halk hakikaten dönüp sana bakmazsa ben de o zaman vergileri indiririm” der. Lady Godiva, tereddütsüz bu öneriyi kabul eder ve güvendiği halkı da onu mahcup etmez. Halk atın üstünde çıplak olarak şehri gezen Godiva’ya dönüp bakmaz. Zalim Lord istemeden de olsa vergileri düşürmek zorunda kalır böylece.

Binek Oto Alış Maliyeti
Araç Bedeli 18.558
ÖTV % 37(*) 6.866
KDV Matrahı 25.424
KDV % 18 4.576
Toplam Bedel 30.001
Vergiler Toplamı 11.443
Vergilerin Araç Bedeline Oranı 0,62
Ahmet_KARABIYIK -30.Aralık
--------------------------------------------------------------------------------------------
“”Eski toprak” bir kültüre, bir geleneğe, bir yaşam biçimine, bir ahlak anlayışına sırtını dayamak ve onun kurallarına sıkı sıkıya bağlı olmak demekti.

Bir yaşam eğitiminden geçen ve en önemlisi kendisine saygı duyan insanların başarabileceği bir şeydi bu.

Vitali Hakko da dünyadaki diğer “Eski toprak”lar gibi karşısındaki insanlara, işine gücüne, giyim kuşam gibi hayatın ayrıntılarına, geleneksel ve kurallara bağlı biçimde yaklaşıyordu ama hemen anlıyordunuz ki bu kuralcılık, onun kendine duyduğu saygıdan kaynaklanıyordu.

Kendisinden yaşça çok küçük olanlara bile gösterdiği saygı, aldığı terbiyenin gereğiydi.

Zarif yaşadı, zarif öldü.”
Zülfü_LİVANELİ -30.Aralık
------------------------------------------------------------------------------------------

Babalar gibi satışlara yağmur gibi davalar


7.400, evet yedi bin dört yüz dava. 30 milyar dolarlık özelleştirmeye 7.400 dava açılıyor.

Bu yirmi yıllık özelleştirmenin hukuk bilançosu. Yirmi yılda 30 milyar dolarlık özelleştirme yapılıyor ve buna karşı 7.400 dava açılıyorsa, özelleştirmelerde hukuk artık guguk oluyor. Başka anlamı yok.
Yalçın_DOĞAN -1.Ocak
------------------------------------------------------------------------------------------

Türkiye’nin düzeni


CUMHURİYET yerine demokrasi; laiklik yerine inanç hürriyeti...

Sivil toplum kuruluşu yerine tarikat...


İlköğretim yerine Kuran kursu...

Öğretmen yerine imam...

Devlet yerine cemaat...

Ulus yerine ümmet...

Anayasa yerine Kuran...

Yasa yerine hadis, sünnet...

Bilim yerine inanç...

Akıl yerine rivayet...

Birey yerine kul...

Gelişme yerine gerileme...

Yaşam yerine ölüm...

Dünyadaki yaşam yerine ölümden sonraki yaşam zırvası...

Hayatın yalan, öteki dünyanın gerçek olduğu aldatmacası...
Yalçın_BAYAR -1.Ocak
------------------------------------------------------------------------------------------

Dünya 2008 için ne düşünüyor?
Avrupalıların yarısı için küresel toplum kötüye doğru gidiyor. % 21’i için ise kötüleşme oldukça fazla.
Avrupa’da görüşler bu derece olumsuzken ABD’de de % 62 oranında toplumun daha kötüye gittiği görüşü hâkim.
Avrupa’da soru sorulanların % 17’sinin en büyük korkusu terör, % 15’inin savaş, % 14’ünün küresel ısınma ve % 14’ünün ise çevrenin bozulması. Karşılaştırma yapıldığında ABD’de manevi çöküntü % 20 ile büyük farkla en büyük sorun olarak görülmekte. Avrupa ancak % 11 manevi çöküntüyü sorun olarak görmekte.
Hızla gelişen ekonomisiyle Hindistan en iyimser ülke durumunda. % 51 küresel toplumun giderek olumlu duruma geldiği düşüncesinde. Buna karşılık Avrupalıların ancak % 20’si, ABD’lilerin % 22’si bu düşünceyi taşıyor.

Türkiye’de en büyük sorun olarak % 27 ile küresel ısınma görülmekte. Yalnızca % 13 küresel toplumun daha iyi günlere gittiği görüşünde, buna karşılık % 72 ilerisi için kötümser düşünceye sahip. Daha kötümser olan tek ülke % 74 ile Yunanistan.
Deniz gökçe -1.Ocak
-----------------------------------------------------------------------------------------

Bu ülke, bu ‘boyunduruktan’ kurtulmalı...
2007’nin ilk günlerinde; 1960’larda ilk imzayı attığımızda ‘ortada bile olmayan ülkeler, ‘şartsız’ tam üye olurken, biz hâlâ’ kapıda sürünüyoruz... Onu da bırakın 2007 Ocak ile 2008 Ocak arasında “nokta kadar” ilerleme yok hatta “gerileme” var...

Nasıl mı ? Hemen arz edeyim;
Yiğit_BULUT -1.Ocak
-------------------------------------------------------------------------------------------

Bir mutfak imparatorluğu


Paris’in yüreğine sapladığı çelik putrellerin üzerinde 1889’dan beri incelerek yükselen Eyfel Kulesi, hem Fransa başkentinin simgesi hem de dünyanın en ünlü kulesidir.

“En ünlü kule” ölçüsü nedir derseniz, ziyaretçi sayısıdır, derim. Eyfel Kulesi’ne yalnız 2006 yılında 6 milyon 719 bin 200 turist tırmanmış, üstelik birinci katına kadar adam başı 4.80 euro, tepesindeki son platforma kadar çıkanlar 12 euro ücret ödemişlerdir.

***


22 Aralık gecesinden beri ister yerli olsun ister yabancı, gırtlağına meraklı seyyahların Eyfel Kulesi’ne tırmanmak için yeni ve lezzetli bir nedenleri var: Kulenin ikinci katındaki Jules Verne lokantasının kepçeleri, artık şef Alain Ducasse’ın sihirli ellerine geçti.
Mine_KIRIKKANAT -1.Ocak
-----------------------------------------------------------------------------------

Siular bağımsızlık ilan ettiler. Dediler ki "Biz, ABD ile yaptığımız bütün antlaşmaları tek taraflı olarak feshettik. Bundan sonra ABD vatandaşı değiliz."
Oturan Boğa ve Çılgın At adlı savaşçıların çıktığı ve en savaşçı kabile olarak bilinen Siular bağımsızlık mücadelesini 34 yıldır sürdürüyor.
Ece_TEMELKURAN -2.Ocak
-----------------------------------------------------------------------------------

Hiç yorum yok: