8 Ekim 2006

Bu Yol Nereye Gider.


Yol bir yere gitmez
içerde
düz saçlara uğrar
ayak üstü bir akşamüstü
her plansız ürperişin sonu
hüsran
ve hüsran
çok sanat müziği bir kelimedir .

Yol bir yere gitmez
o bir durma biçimidir
yol yoluyla gidebilir yare
yoldan çıkabilir apansız
ve ömür bitebilir yoldan önce
ama yol bir yere gitmez
o bir durma biçimidir.
Yaşamak
hızlı bir ölme biçimidir.
Düşünce ışıktan yavaşsa
erken gidilmelidir.
Gerdan sözcüğüne
bir kuyumcuda da rastlayabilirsin
bir kasapta da.
Kalbin sızlamaz
bir kuzu yüreğini vitrinde görünce,
o bir beslenme biçimidir.
Ama korkarsın
kurdun sevdiği havadan,
ayakkabı yaparsın yılandan .

Yol bir yere gitmez
o bir durma biçimidir.
Her garantiyi istersin hayattan .
Oysa ölümle yaşam arası
uzun malum ince bir yol
bir yere gitmez.
O bir ölme biçimidir.
İyi yolculuklar denmez bir gidene

yapılamaz çünkü
çok yolculuk bir seferde
yolcu denmez her gidene.
Herkes o yolun taraftarı olmayabilir.
Hiç bir sürgün
gittiği yolu sevmez mesela.

Yol bir yere gitmez
o bir susma biçimidir,
soğuk bir taşıtın uğultusunda.

Y.Erdoğan

...“sanatçının iyisi düşünür, düşünürün iyisi sanatçıdır.”1 Onların iyileri, biri gelirken diğeri giderken de olsa, zamanları ve mekânları birbirini tutsa da tutmasa da, biri er diğeri geç olsa da karşılaşırlar “yolda”... Tıpkı Yılmaz Erdoğan ve Karl Jaspers gibi...
Çünkü “yol bir yere gitmez”...
...İster şair olsun isterse felsefeci, “yol”, insan olmak isteyen, insan olma yönünde varoluşunu sürdüren; doğan ve doğacak olan herkesi bekliyor. Çünkü “yol bir yere gitmez.”
Tüm mesele yolunca, yordamınca “yolda olmaktır” ve “yolda” kalabilmeyi,
yolda”n çıkmamayı başarabilmektir.

Hiç yorum yok: